Psikolojik İlk Yardım
AFET VE KRİZLERDEN SONRA:
- Şok durumu ve inkâr hali yaşanabilir.
- Endişe, korku, panik, suçluluk, utanç, öfke gibi duygular yoğun şekilde hissedilebilir.
- Kişi içine kapanmayı ya da tam tersine sürekli travmatik olay hakkında konuşmayı isteyebilir.
- Ağrı, bulantı, uyuşukluk, titreme benzeri bedensel şikayetler olabilir.
- Sürekli yemek yeme isteği ya da iştahsızlık gibi durumlar yaşanabilir.
- Kişi kendini çok yorgun hissedebilir ya da yüksek enerji de hissediyor olabilir.
- Afete dair görüntüler veya sesler sürekli zihinleri meşgul edebilir.
- Çabuk irkilme şeklinde tepkiler yaşanabilir.
- Yaşanılan olumsuz durumla alakalı her şeyden kaçınma isteği duyulabilir.
Bunların hepsi yaşanılan anormal durum karşısında verilen normal tepkilerdir. Böylesi durumlar kişiyi ve yakınlarını zorlayan ani, büyük ve etkili durumlardır. Yaşanılan bu zorlu sürecin zihinsel etkilerinin, olaydan sonra 1 aydan uzun sürmesi halinde uzman desteği alınması gerekebilir.
AFET DURUMUNDA YAPILMAMASI GEREKENLER:
- Yardımı sağlayacak kişi, kendi iyilik halini olumsuz etkileyecek davranışlar konusunda dikkatli olmalı ve bunlardan kaçınmalıdır.
- Herhangi bir ilk yardım eğitimi olmayan kişiler tarafından kimseye fiziksel müdahalede bulunulmamalıdır.
- Afetten etkilenen kişiye herhangi bir sağlık çalışanın bilgisi olmadan ilaç, gıda ya da su verilmemelidir.
- Afetzede/kazazede afet sonrasında evine ya da aracına tekrar dönmek isteyebilir. Ancak buralar hasar gördüyse ve henüz tehlike geçmediyse kesinlikle dönmelerine izin verilmemelidir.
- Birebir kurulan iletişimlerde “Ağlama, sakin ol, bağırma…” gibi kişinin duygusunu ifade etmesini engelleyecek kelimeler ve cümleler kullanılmamalıdır.
- Afetzedeye/kazazedeye kişisel merak içeren sorular sorulmamalıdır.
- Afetzedeye/kazazedeye güvenilirliğinden emin olunmayan, gerçekçi olmayan bilgiler verilmemelidir.
- Kişiler zor durumda olan yakınları ile ilgili bilgi almak isteyebilirler, onları iyi hissettirmek adına ‘İyi şu anda, hayatta’ gibi doğruluğundan emin olunmayan bilgiler verilmemelidir.
- Afetzedeye/kazazedeye istatiksel rakamlar, kişisel tahminler kesinlikle söylenmemelidir.
- Resmi olmayan yerlerden yardım yapılmamalıdır.
- Acil durumlar haricinde telefon hatları meşgul edilmemelidir.
ENKAZ ALTINDA BİRİNE YARDIM EDERKEN;
- İlk aşamada ilk yardımı yapacak kişi kendisini tanıtmalı ve hangi amaçla kişiyle konuştuğunu belirtmelidir.
- İlk etkileşim bu şekilde sağlandıktan sonra bireyin temel gereksinimleri olabileceği için kişiye ihtiyaçları sorulmalıdır. (Battaniye vb.)
- Ekiplere bilgi verileceği konusunda enkaz altındaki kişi bilgilendirilmelidir.
- Bilinç kaybı yaşamamaları için enkaz altındaki kişiyle konuşma sürdürülmelidir.
KRİZDEN ETKİLENEN İNSANLARA YARDIMCI OLMA
- Öncelikle afetten etkilenen kişiyi güvenli bir yere almak önemlidir.
- Kişinin yanına onu rahatsız etmeyecek şekilde yaklaşılmalıdır. Mümkünse yanına yaklaşmak veya yakınlarına oturmak için izin istenmelidir.
- Kişi konuşabilecek durumda ise olaya dair duygu ve düşüncelerini anlatmasına izin verilmelidir. Kaygıları sorulmalıdır.
- Kişinin temel ihtiyaçlarını bildirmelerine ve hizmetlere ulaşmalarına yardım edilmelidir.
- Kişiye güvenirliği noktasında emin olunan konularda bilgi verilmelidir.
- Kişinin sevdikleriyle bağlantı kurmasına ve sosyal destek sağlamasına yardım edilmelidir.
- Kişi psikolojik ilk yardım almak istemiyorsa zorlanmamalıdır. Önceliğin fiziksel ihtiyaçlar olduğu unutulmamalıdır. Afetten etkilenen kişi yardımcı olmak isteyen kişilere öfkeyle tepki verebilecekleri, bu durumda sakinliğin korunarak müdahale edilmesi gerektiği unutulmamalıdır. Afetten etkilenen kişi ısrarla müdahale istemediğini söylediği takdirde müdahale etmemenin daha yerinde olacağı bilinmelidir.
- Fiziksel güvenlik sağlanıp, kazazedenin herhangi bir sağlık desteğine ihtiyacı olmadığı tespit edildikten sonra kişiye inisiyatif vermek önemlidir. “Suyunu şuradan kendin alabilirsin.”, “Sen de şurayla gidip konuşabilirsin.” gibi yönlendirmeler yapılmalıdır. Bu tutum, afetzede kişinin yeniden hayatın içinde olduğunu hissetmesine ve çaresizlik hissinden kurtulmasına yardımcı olacaktır.
- Kriz anında kişiye müdahale ederken kültürel duyarlılıklara dikkat edilmelidir. Kişi karşı cinsten birine temas etmek istemeyebilir. Ya da krizden etkilenen tesettürlü bir kadınsa ilk önceliği örtüsünü üzerine geçirmek olabilir. Bu noktalara duyarlı şekilde yaklaşmak önemlidir.
BAK-DİNLE-BAĞ KUR PRENSİBİ
Bak-dinle-bağ kur prensibi kriz anlarını yönetme de Dünya Sağlık Örgütü’nün önerdiği önemli bir olabilmektedir.
BAK: Öncelikle olaya yerine geldiğimizde ilk yapmamız gereken duruma ve ortama detaylı şekilde bakmaktır. Birinci adım olan “bak” aslında hızlı bir tespit çalışmasıdır. Bir deprem bölgesinde hangi binalar yıkılmış, hangileri yıkılma tehlikesi içeriyor, yiyecek, barınma ve kıyafet desteği var mı, şehre giriş çıkış da yollar açık mı, hangi yollar kapalı, sağlık hizmeti nerede veriliyor… gibi durumları öncelikle olarak tespit edilmesi gerekir. Bunun hemen akabinde afetten etkilenen kişilere odaklanılmalıdır. Yaşlı, bedensel engelli, çocuk, ergen gibi farklı desteklere ihtiyacı olabilecek bireyler hızlıca tespit edilmelidir.
DİNLE: “Dinle” prensibi, kişilerin ihtiyaçlarını vurgular. Kişinin ihtiyacını onun ağzından dinlemek önemlidir. Ancak ihtiyaç sıralamasına da dikkat etmek gerekir. Kanaması olan bir birey battaniye istiyorsa, ona battaniyeden önce sağlık ekiplerini ulaştırmak gerekir.. Hayati olan müdahalelere öncelik verilmelidir.
BAĞ KUR: Bütün bunlar mekanik süreçler değildir. İnsanlarla “bağ kurarak” bu durumu yönetmek gereklidir. İnsaniyetimizi koruyarak dağıtım süreçlerinde ve insanlarla konuşma süreçlerinde telaş yapmadan, nezaketli bir şekilde süreci sürdürmek, yaşanan vahim durumu bir nebzede olsa kolaylaştırabilir.
İNSANLARIN SAKİNLEŞMELERİNE YARDIMCI OLMA
Bir kriz durumunda kişiler karmaşık hisler içinde olabilirler ve sarsılma, titreme, nefes darlığı, kalp çarpıntısı ve öfke patlamaları gibi bazı fiziksel tepkiler gösterebilirler.
İnsanların sakinleşmelerine yardımcı olurken;
- Ses tonu sakin ve yumuşak tutulmalıdır.
- Kültürel olarak uygunsa, konuşulan kişiyle göz kontağı kurulmalıdır.
- İnsanlara onlara yardım için orada olunduğu hatırlatılmalıdır. Eğer doğruysa, güvende oldukları hatırlatılmalıdır.
- Kriz durumundaki kişinin “şimdi ve burada” olması, yaşanılan ana odaklanması önemlidir. Bu sebeple kişiyi yaşanılan ana çekmek için; kişinin oturduğu zemini hissetmesi, vücuduna değen kıyafeti hissetmesi, etrafında gördüğü 2 rengi söylemesi, duyduğu 2 sesi söylemesi gibi noktalara dikkati çekilmelidir.
KRİZDEN ETKİLENEN İNSANLARA BİLGİ VERİRKEN DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER:
- Sadece bilinen şeyler söylenmelidir; bilgi uydurulmamalı veya doğruluğundan emin olunmayan konularda bilgi verilmemelidir.
- Bilinmeyen bir konu hakkında soru alındığında, kişiyi rahatlatmak adına “Bu konu hakkında bir bilgim yok fakat senin için yetkililere soracağım.” gibi cümleler kurulmalıdır.
- Verilen mesajlar basit ve doğru tutulmalı, karşıdakinin bilgiyi duyduğundan ve anladığından emin olmak için mesajlar tekrarlanmalıdır.
- Güvenilir bilgiyi gruplar halinde vermek, herkesin aynı mesajı alması açısından faydalı olmaktadır.
TRAVMADAN ETKİLENEN BİR ÇOCUKSA YA DA KENDİ ÇOCUKLARIMIZLA BU DURUMU YAŞADIYSAK NELER YAPABİLİRİZ?
- Yardımcı olacak kişinin kendini tanıtması ve neden orada olduğunu açıklaması çocuğun kendisini daha rahat hissetmesine yardımcı olacaktır.
- Önceliğin fiziksel güvenlik ve temel fizyolojik ihtiyaçlar olduğu unutulmamalıdır. Çocuğu güvenli bir yere götürmek ve su-gıda takviyesinde bulunmak oldukça önemlidir.
- Çocukların duygularını anlatmasına izin verilmelidir. Eğer ifade etmekte zorlanırsa kendi duygularımızdan örnek verilebilir. Örneğin; “Ben de korktum” veya “Bu durumun yaşanması beni üzdü.” gibi ipuçları verilebilir.
- Onlarla konuşarak ve onları dinleyerek, mutlaka göz teması kurarak, bu iletişim için zaman ayırarak çocuklara destek olunabilir.
- Çocuklar için önemli psikolojik ilk yardımlardan biri onlarla fiziksel temas kurmaktır. Şartlar müsait olduğu sürece çocuğa sarılmak, yanında olduğumuzu hissettirmek, ona dokunmak, sevgi ve şefkat göstermek afet ve krizin açtığı yara için bir yara bandı görevi görür.
- Yaşına göre daha çocuksu ya da bebeksi tepkiler verdiğinde bunu normal karşılamak gerekir.
- Çocuklar her zaman çevrelerindeki yetişkinleri rol model alırlar. Bu yüzden sakinliğimiz ve olay karşısındaki tutumumuz onlara örnek olacaktır.
- Çocuklar ani olaylardan sonra uyku problemleri yaşayabilirler. Bir yetişkinle uyumak isterlerse bir süreliğine buna izin verilebilir.
- Çocuklarla afete dair yalnızca önemli ve gerekli bilgileri paylaşmak gerekir. Medyada yer alan ve travma etkisi bırakabilecek haberlerden çocukların korunması ve her detaya maruz bırakılmamaları gerekir.
- Olumlu ve iyimser bakış açısı, içinde bulunulan durumda güçlü ve iyi hissedilen yanları hatırlatacağı için hem yetişkinlere hem çocuklara iyi gelecektir.
SIK GÖRÜLEN İHTİYAÇLAR:
- Barınak, yiyecek, su ve sağlık önlemleri gibi temel ihtiyaçlar,
- Yaralanmalar veya kronik (uzun dönemli) sağlık durumları için sağlık hizmetleri,
- Olay, sevdikleri ve mevcut hizmetler hakkında anlaşılır ve doğru bilgi,
- Sevdikleri, arkadaşları ve diğer sosyal destek unsurlarıyla iletişim kurabilmek,
- Önemli kararlarda danışılmak ve karar verme sürecine dâhil edilmek.
AFET VE ACİL DURUM SÜREÇLERİ
4 ana dönem mevcuttur:
1- Acil Yardım (Müdahale) Dönemi;
Afetin oluşumundan hemen sonra başlayan ve afetin büyüklüğüne göre ortalama 1-3 aylık süreci kapsayan dönemdir.
2- İyileştirme Dönemi;
Afet sonrasında; etkilenen toplumun temel ihtiyaçlarının karşılanmaya başlandığı dönemdir. Temel barınma, ulaşım, eğitim, ekonomik ve sosyal faaliyetlerin temel alındığı bir süreçtir.
3- Geliştirme Dönemi;
Bu dönemde hedeflenen durum; toplumu afetlerden önceki düzeyden daha ileri bir düzeye taşıyabilmektir. Ekonomik, sosyal ve psikolojik bütünlüğünü yeniden güçlendirmek hedeflenmektedir.
4- Zarar Azaltma ve Olası Afetlere Hazırlık Süreci;
Olabilecek yeni afetlere karşı hazırlıklı olabilmeyi kapsar. Eğitimler, geçici barınma yerlerinin belirlenmesi, sosyal ve ekonomik kaynakların belirlenmesi.